Kazandıran Her Şey Doğru mu? Bankerler de Kazandırıyordu!

Borsanın "Açığa Satış" Çıkmazı: Yasaklar Kimi Kurtarır?

Akalın Finance CEO
Akalın Finance CEO

Alper Akalın

1 Kasım 2025

1 Kasım 2025

⏰️ 5 Dakika

⏰️ 5 Dakika

⏰️ 5 Dakika

Türkiye'nin yakın finansal hafızasında, 1980'lerin başındaki 'Banker Krizi' önemli bir yer tutar.
O dönemde Türkiye, serbest piyasa ekonomisine geçişin sarhoşluğundaydı.
Bankerler, “yüksek faiz” vaadiyle halktan para topluyordu.
Faiz oranları bankalardan katbekat yüksekti. Sistemin sürdürülebilirliği ise bankere para yatıranların umurunda değildi.
Yeni gelen paralar eskileri fonluyor, herkes kazandığını sanıyordu.
O günlerde banker büroları önünde kuyruklar oluşuyordu.
Kazananlar “vizyoner”, uyaranlar “iş bilmez” sayılıyordu.
Sonra birkaç banker battı, panik yayıldı. Ve en sonunda tüm bankerler iflas etti.
Bu sonun finansal sisteme etkisi sınırlı oldu ancak mevzuat boşluğunun yarattığı tahribat büyük oldu.
Ve bugünkü SPK, işte bu tarihsel tecrübenin ardından kuruldu.

🧩 Bugün hikâye farklı ama zihniyet aynı
Bu kez sahnede “yüksek faiz” yerine “yüksek getiri” vaadi var. Bu vaat, bazen 'serbest fon' adı altında, bazen de doğrudan bazı sığ hisseler üzerinden yatırımcılara sunuluyor.
Her iki durumda da mekanizma; temeli zayıf, nakit yaratmayan ve piyasa derinliği olmayan hisselerdeki fiyat hareketlerinden besleniyor.
Bu getiriler, yatırım yapılan şirketlerin büyümesinden/karlılığından değil; yapay biçimde yönlendirilen hisse fiyat hareketlerinin yarattığı momentumdan besleniyor.
Tıpkı 1980’lerdeki gibi, bu durumun sürdürülebilirliğini sorgulayanlar “eski kafa”, uyaranlar “kıskanç” olarak yaftalanıyor.
Bu yapılara yatırım yapanlar, kısa vadeli yüksek kazancı kafasında rasyonelleştiriyor ve hatta bunu "değer yatırımcılığı" bile zannediyor.
Bugün bu varlıklara yatıranlar kazanıyor çünkü herkes aynı tarafa koşuyor.

Ancak risk tam da burada başlıyor.
Girişler sürdükçe sistem işliyor. Fakat ilk ciddi satış dalgasında, yatırımcılar kâr satışı için bu varlıklardan çekilmek isteyebilir. Ancak bu durumda, yapay alımlarla şişirilen bu sığ hisselerde gerçek alıcı bulmak zorlaşabilir. Bu durum, hisse fiyatlarını daha da aşağı itebilir. Yaşanan hızlı olumsuz trend, panik satışlarını daha da tetikleyebilir ve ölümcül bir kısır döngü başlayabilir.
Ve o gün geldiğinde, dün “piyasa mucizesi” diye övülen bu tür fon ve hisseler, bugün “devlet neden önlem almadı” tartışmasının odağına oturur.
Tıpkı banker krizinde olduğu gibi.

Esas Sorumluluk Kimde?
Ancak olası başarısızlık tablosunda, faturayı en önce kamu otoritesine kesmek de doğru değil.
Zira bu varlıklara yatırım kararları kişiseldir ve kimse bu sürece zorla dahil edilmemiştir.
Eğer yatırımcılar bu yüksek riskin getirisini seve seve kabul ettiyse, o riskin gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkan zararı da aynı olgunlukla taşımayı bilmelidir.
"Küçük yatırımcı" olmak, yatırımın temel sorumluluklarından (bilgi, analiz, risk yönetimi) muaf olmak anlamına gelmemelidir.
Kazanç kişiselse, kayıp da kişisel olmalıdır.

‼️ Uyarı: Bu içerik yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayıp, piyasa davranışları ve yatırımcı psikolojisine dair genel bir değerlendirmedir.

Şirketiniz için
güçlü finansal adımlar atın.

Finansal değerleme analizi
Finansal değerleme analizi
Mavi yuvarlak soyut
Mavi yuvarlak soyut
Mavi yuvarlak soyut