Halka Arzda Bekleme Odası: Geciken Sermaye, Kaçan Fırsatlar ve Doğan Riskler

Borsanın "Açığa Satış" Çıkmazı: Yasaklar Kimi Kurtarır?

Akalın Finance CEO
Akalın Finance CEO

Alper Akalın

2 Ağustos 2025

2 Ağustos 2025

⏰️ 7 Dakika

⏰️ 7 Dakika

⏰️ 7 Dakika

Son dönemde sermaye piyasalarında dikkat çeken bir gelişme yaşanıyor: Halka arzlara onay sürecinde gözlenen belirgin yavaşlama. Bu durum, yalnızca bireysel yatırımcıları değil, doğrudan reel sektörü etkileyen yapısal bir soruna dönüşmüş durumda.

Artan başvuru sayısı ve onayların gecikmesiyle birlikte, halka arz kuyruğu her geçen gün daha da uzuyor. Sürece yeni dahil olan şirketler için bu artık sadece onay almak değil, belirsiz bir sıraya girmek anlamına geliyor. Dahası, bu süreç başvurudan borsa gonguna kadar geçen zamanı öngörülemez hâle getiriyor ve halka arzın cazibesini azaltıyor.

Yüksek faiz dönemindeyiz. Bu dönemde şirketler için sermaye piyasası, alternatif bir finansman kanalı olmanın ötesinde, kaynak sağlamanın en makul yolu haline gelmişti. Ancak bugün halka arz süreçlerinin öngörülemez biçimde uzaması, birçok şirketin yatırım ya da finansal yeniden yapılandırma planlarını sekteye uğratıyor.

Ayrıca halka arz yalnızca bir ‘finansman’ süreci değil, zamanlaması doğru yapıldığında stratejik bir büyüme aracı. Bu süreçteki gecikmeler, şirketlerin büyüme hamlelerini, ihracat planlarını, yeni yatırımlarını veya şirket satın alma kararlarını olumsuz etkiliyor.

Halka Arzın İkincil Katkıları da Risk Altında

Daha da önemlisi, bu tıkanıklık halka arzı şirketler için birincil finansman alternatifi olmaktan çıkarıyor. Sürecin öngörülemezliği karşısında özellikle kurumsal nitelikteki şirketler; özel sermaye fonlarına, borçlanma araçlarına veya yurtdışı kaynaklara yönelme eğilimi gösteriyor. Ancak bu alternatifler çoğu zaman daha yüksek maliyetli çözümler sunuyor ve şirketlerin kaynaklarını daha verimsiz kullanmasına yol açabiliyor. Ayrıca bu eğilim zamanla sermaye piyasalarının cazibesini aşındırıyor ve sistemin derinleşmesini engelliyor.

Oysa sağlıklı işleyen bir halka arz süreci yalnızca fon temini değil; kurumsallaşma, şeffaflaşma, tasarrufların sermayeye yönlendirilmesi ve yatırımın tabana yayılması gibi pek çok ikincil faydayı da beraberinde getirir. Bugünkü gecikmeler ve belirsizlik ortamı ise bu yapısal kazanımların hayata geçmesini ciddi ölçüde sekteye uğratıyor.

Beklemekle Kaybedilen: Halka Arz Stratejisinde Görünmeyen Riskler

Halka arz süreçlerinin yavaşlamasının arkasında, piyasa koşullarının yeterince güçlü olmadığı ve bu ortamda gerçekleştirilecek arzların başarısız olabileceği yönünde bir kanaat yatıyor olabilir. Özellikle BIST-100 endeksinin uzun süredir 10.000'ler seviyesini aşamaması, yatırımcı iştahının zayıf olduğu ve yeni arzların yeterli talep göremeyeceği algısını besliyor olabilir. Buna ek olarak, çok sayıda arzın yatırımcı ilgisini böleceği ve mevcut hisselerde satış baskısı yaratacağı endişesi de bu tereddüdü destekliyor olabilir.

Ancak bu yaklaşım, sermaye piyasalarının temel işleyiş prensipleriyle örtüşmemektedir. Halka arzın başarısı, yalnızca endeks seviyesine ya da kısa vadeli piyasa eğilimlerine bağlı değildir. Kurumsal kapasite, faaliyet alanının cazibesi, fiyatlama stratejisi ve anlatı gücü gibi unsurlar, arz performansında en az piyasa momentumu kadar belirleyici rol oynamaktadır. Nitekim 2022 döneminde endeksin yönsüz seyrettiği bir ortamda dahi doğru kurgulanmış birçok halka arz başarıyla tamamlanmıştır.

Piyasa Sakinse Arz Başarısız mı Olur?

Halka arzları bir 'momentum' yatırımı olarak konumlandırmak ve başarıyı piyasa coşkusuna bağlamak, mekanizmanın yapısal rolünü ıskalamaktır. Oysa stratejik olarak iyi kurgulanmış bir halka arz süreci, piyasa konjonktürü ne olursa olsun, temeli sağlam şirketlerle uzun vadeli yatırımcıyı doğru fiyatta buluşturan bir köprüdür. Bu yapı sağlam kurulduğunda, geçici dalgalanmalardan etkilenmeden uzun vadeli değer yaratımına hizmet etmeyi sürdürür.

Benzer şekilde, tasarrufun şirketler arasında dağılması değil; belirli hisselerde yoğunlaşması asıl finansal riski doğurmaktadır. Bugün Borsa İstanbul’da serbest nakit akımı üretme kapasitesi sınırlı, borçluluk seviyesi yüksek ve işletme temelleri zayıf birçok şirketin temelsiz büyüme beklentileriyle pahalı değerlemeler üzerinden işlem gördüğü gözlenmektedir. Bu durum, yatırım kararlarının finansal göstergelerden ziyade spekülatif fiyat hareketlerine dayanmasına neden olmakta ve bu da piyasa verimliliğini zayıflatmaktadır. Oysa sağlıklı kurgulanmış halka arzlar, yatırım evrenine nitelikli alternatifler sunarak yalnızca sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemekle kalmaz, aynı zamanda yatırımcı davranışlarını daha analitik ve seçici bir zemine taşır. Kaynak tahsisinde etkinliği artırarak hem sermayenin sınırlı sayıda hisseye yönelmesinden doğan verimsizlikleri azaltır hem de piyasa derinliğini artırır.

Ayrıca, likiditenin hisseler arasında kaymasından endişe duymak yerine, bu likiditenin daha verimli dağılabileceği kapsayıcı bir sermaye piyasası ekosistemi oluşturmak öncelik olmalıdır. Aksi halde yatırımcı ilgisi, borsa dışındaki alternatiflere — döviz, fiziki değer saklama araçları veya kripto varlıklar gibi kısa vadeli veya spekülatif çözümlere — yönelme eğilimine girebilir.  Bu da halka arzların ertelenmesinden çok daha olumsuz bir sonuç doğurarak, uzun vadede sermayenin üretken olmayan alanlara kaymasına ve çok daha kırılgan bir yatırım eğiliminin tetiklenmesine neden olur.

Yatırımcı Filtrelerine Güvenelim

Son olarak, başarısız halka arzlar dahi finansal sistemin sağlıklı işlemesinin doğal bir parçasıdır. Arzların sayıca fazla olduğu dönemlerde yatırımcılar daha seçici davranmakta; bu da şirketleri daha disiplinli olmaya zorlamaktadır. Böyle dönemlerde zayıf temellere sahip şirketler yatırımcı süzgecinden geçemezken nitelikli halka arzlar öne çıkar ve piyasa hangi hikâyelerin karşılık bulduğunu net biçimde gösterir.

Bu, yalnızca bir dengeleme mekanizması değil; aynı zamanda sermaye piyasasının başvuru sahiplerine verdiği açık bir mesajdır: "Gerçekçi olmayan değerlemelerle ve kurumsallığı tam oluşmamış yapılarla bu kapıdan kolay geçemezsiniz."

Bu mesaj, hem fiyatlamada makuliyet sağlar hem de başvuru sayısını kalite lehine optimize eder. Fiyat keşfinin doğru yapılabildiği ve yatırımcı tercihinin aktif rol oynadığı bir ortam uzun vadede daha sağlıklı bir piyasa yapısının temelidir.

Sonuç: Geçici Tereddütler Kalıcı Zafiyetlere Dönüşmemeli

Bugün yaşanan tıkanıklık, yalnızca geçici bir operasyonel yavaşlık değil; doğru yönetilmediği takdirde sermaye piyasasının rolünü zayıflatacak kalıcı bir stratejik zafiyete dönüşebilir. Halka arzların yalnızca sayı veya hızla değil, doğru kurgulanmış bir finansal anlatı ve disiplinle ilerlemesi önemlidir. Ancak bunun önkoşulu, sürecin öngörülebilir, şeffaf ve makul sürelerde tamamlanabilmesidir.

Sermaye piyasaları, Türkiye’nin büyüme hikâyesinin asli bir parçası olmalı. Bu yüzden halka arz süreçlerinin yalnızca regülatif değil, aynı zamanda stratejik bir bakış açısıyla ve bütünsel bir vizyonla yönetilmesi gerekiyor.

Şirketiniz için
güçlü finansal adımlar atın.

Finansal değerleme analizi
Finansal değerleme analizi
Mavi yuvarlak soyut
Mavi yuvarlak soyut
Mavi yuvarlak soyut